Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
the deep
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
enginler, deniz, derya, umman.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
the deep end
en zor taraf.
thrown in at the deep end
: bir işin zorluklariyle birdenbire (umulmadık bir anda) karşılaşmış.
at the deep end
(işin) en zor kısmı(nda).
to be at the end of one's tether
: çaresiz kalmak, çaresizlikten kıvranmak.
between the devil and the deep blue sea
iki tehlike arasında, çaresizlik içinde, (aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım).
get off the deep end
gözü dönmek
Verb
go off the deep end
birdenbire kızmak/öfkelenmek/parlamak, tepesi atmak, çileden çıkmak.
go off the deep end
(a) çileden çıkmak, tepesi atmak, çok kızmak/öfkelenmek, (b) kendini zor duruma sokmak, düşünmeden ileri
atılmak, (c) duygusal kontrolu kaybetmek, intihar etmek.
in the deep of winter
kış ortasında.
the deep of winter
: karakış.
deep into the night
: gecenin ilerlemiş saatlerinde,
gecenin geç vaktinde.
step off the deep end
düşüncesizce taahhüt altına girmek
Verb
be deep in the books
borca batmış olmak
Verb
be deep in the mire
çamura batmış olmak
Verb
study deep into the night
gece yarısına kadar çalışmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.